Son zamanlarda bazı yanlış bilinen veya öyle bilinmesi istenen gerçek-dışı inanışları sizlerle paylaşmak istedim.

Dünya da bazı halklar doğdukları yerlerin kutsal olduğuna ve Yüce Yaratıcının onlara bunu bir ikram olarak sunduklarını düşünürler. 

Halbuki bu  hurafe bir inanıştan başka bir şey değildir.  

Çünkü dünya da sadece bir bölge değil, her yer yaratılış bakımından kutsaldır.

Dünya yaratılırken şurayı araplara, burayı yahudilere, orayı müslümanlara diğer yeri hristiyanlara verelim, onlara mahsus bir yer olsun diye kesinlikle yaratılmamıştır .

Bölgelerin güzelliği, halklarının güçlülüğü, zekâlığı, samimiyeti , inancı veya dirayeti ile var olan bir kainat olmadığını iyi okumak gerek. İnsanın gücü ve aklıyla var olan yerler değildir. 

Yani evren zaten yaratıldı ve insanlık var olma süreciyle burada yaşam buldu. Bu evren de insanlık yerleşik yaşama geçince bölgeler değerlendi. Yani insanlar bölgeleri keşfetmeden de o bölgeler zaten vardı. 

Bir yerin varlığını bulmak, keşfetmek o bölgeyi yoktan var etmek anlamına gelmiyor. Hele oranın bütün kullanım hakkının keşfeden de olduğu anlamına hiç gelmiyor. Zaten daha önce orası vardı ve orası senin için yaratılmadı. 

Aynı şekilde;

Yaratıcı ´´Dünyayı yarattım birbirinizi vurun, savaşın, öldürün hanginiz üstün gelirse orası onun olsun. Orada başkaları yaşamasın. Sınırlar koyun. Sizden başkası girmesin. Orası sizin olsun  Hatta kazandığı yerler kutsallik atfedip kutsal bir yer olarak görsün´´ dememiştir.

Sen kutsal bir aileden geliyorsun sana torpil yapıyorum sen şu topraklarda doğarsan gerçek mümin olursun diğer yerlerde doğanlar kâfir olur, hristiyan olur, yahudi olur, cehennemlik olur munafik olur diye bir anlam yüklememiştir . Sonuçta herkesi yaratan ve faklı olmasına müsaade eden bir zat var. O zat farklı özelliklere sahip bölgeleri inançlara veya etnik gruplara ait olarak değil herkesin her yerden faydalanabileceği bir düzen yaratıldı. Bu düzeni daha fazla almak ici  bozan yine insan oğludur. 

Dolayısıyla hiç bir ülke veya toprak parçası evvelden kutsal sayılmamıştır. Insanların kendi ekonomik, milliyetçilik, kültürel, etnisite, siyasal ve sosyolojik değerlerini kutsallaştırmak için uyguladıkları gayri ahlaki bir açılımdır. Ezelden kutsal sayılacak bir yer varsa o da bütün kara parçasıdır . Yani dünyanın kendisidir. Her yerdir. 

Dünya bütün insanların ortak kullanım alanıdır. Buna karşı gelip parçalara bölüp kutsallaştırma bu Allah ´ın kanuna aykırıdır .

İnsan merkeziyeti olmayan her anlayış yok olmaya mahkumdur. Bölge veya şehir değil insan olma ve her insanın dünyanın her yerinde ki her şeyden yararlanma hakkı olduğunu unutmamak gerek. Ancak bu inanışla yola çıkarsak Dünya da kalıcı evrensel barışı sağlayabiliriz. 

Devamı bir daha ki yazıda. 

Barışın, kardeşliğin, huzurun, mutluluğun, sevginin hâkim olduğu yarınlara ulaşmak dileğiyle. 

Esen kalın.